Amerikan sinemasının Altın Çağına yönelik bir hayranlığım var. Dönemin filmleri sadece mükemmel olmakla kalmaz, bazı filmler de aynı zamanda toplumsal sorunlar ve ilişkileri güzel bir şekilde sahneye koyar. Yine bu dönemde birkaç film vardır ki Amerikan bireyciliğini Amerikan Rüyası bağlamında göstermektedir. Bu anlamda şüphesiz ki ilk akla gelen kişi de Frank Capra olacaktır. Onun Mr. Deeds Goes to Town (1936), Mr. Smith Goes to Washington (1939), Meet John Doe (1941) üçlemesi ise Amerikan istisnacılığının en güzel örnekleridir. Garry Coper ve Barbara Stanwyck’in oynadığı bu üçüncü film yine sıradan bir adam hakkında melodramatik bir hikâyeyi konu edinmektedir.
Bir gün hayali bir karakter olan John Doe ismiyle gazetede
bir mektup yayımlanır ve intihar etmekte olan sıradan bu adamın hayatını da
binlerce insan kurtarmak ister. Daha sonra ise John Doe radyoya çıkarak yaptığı
duygusal ve mesaj yüklü konuşmasıyla insanlara kardeşlik-dostluk-komşuluk
ruhundan bahsederek daha iyi bir dünyada yaşamanın imkanlarını ortaya koyar.
Filmin sonu ise diğer Capra filmlerinden daha gerçekçi bir şekilde bitmektedir. Bu gerçekçi son daha trajedik olarak yazılan üç farklı senaryodan en muhtemel olanı ile bitmesi öngörülmekteyken, önizleme sürecinde izleyicileri bu kötü sonu istemedikleri için, filmin sonunda büyük hayal kırıklığı yaşamasına rağmen John Doe, gazeteye sunduğu mektupdaki gibi bir sondan vazgeçer.
.......................................................................
Aşağıdaki mektup bu sabah masama ulaştı. Bu gülünç şekilde Medeni Dünya
adını verdiğimiz olguya dair bir yorumdu.
‘Sevgili Bayan Mitchel, dört sene önce çalıştığım işten kovuldum. O günden
beridir de başka bir iş bulamadım. Başlarda, yöneticileri suçlamıştım çünkü bu
işsizlik başarısız politikalar yüzündendi. Fakat, aslında bakınca, tüm dünya
kötüye gidiyormuş gibi görünüyor. Protesto olarak kendi canıma kıymayı seçerek
belediye binasının çatısından kendimi atacağım.’
İmza: Hayatından bezmiş Amerikan Vatandaşı John Doe.
Editör notu: Eğer bize sorarsanız yanlış kişiler camdan atlıyor.
John Doe’nun Konuşması
''Bayanlar, baylar...Hepiniz beni meçhul John Doe olarak biliyorsunuz. Bu ismi
seçmiş olmamın nedeni, sıradan birini tanımlamasıydı. tabii bu arada beni
de. En azından Noel arefesinde gece yarısı kendimi belediye binasının
çatısından atlayacağımı söyleyene kadar öyleydi.
Şimdi ise sanırım artık sıradan bir adam değilim. Artık kodamanların da
dahil olduğu herkesin ilgisini çekebildim. Örneğin, vali ve belediye başkanları
yazmış olduğum makaleleri beğenmiyorlar.
...Yani, vali ve bu adamlar gibi insanlar endişelenmeyi bırakabilirler.
Onlar hakkında konuşmayacağım, bizim hakkımızda konuşacağım; sıradan insanlar
John Doe'lar hakkında.
Şayet birisi size sıradan John Doe neye benziyor diye sorarsa
anlatamazsınız, çünkü milyonlarca farklı bir şeydir. O bay Büyük ve bay
Küçüktür. Saf ve bilgedir. Tabiatı gereği dürüstür ama hırsızlığa yatkınlığı da
vardır. Bir telefon kulubesine girdiğinde birileri orada 5 cent unutmuş mu diye
parmağını iade gözüne sokmadığı nadirdir.
Kendisi için reklamlar yazılan adam bu. Herkesin birşeyler sattığı kişi. O,
John Doe, dünyanın en büyük çaylağı ve dünyanın en büyük gücü.
Evet efendim, biz büyük bir aileyiz, biz, John Doe'lar. Dünyayı devralacak
olan garipleriz. Bizi heryerde bulabilirsiniz. Mahsulu biz kaldırırız.
Madenleri biz kazarız. Fabrikalarda çalışırız, hesaplar tutarız. Uçakları uçurur
ve otobüsleri süreriz. Bir polis ''Geri Çekilin!'' diye bağırdığında, bize
sesleniyordur, John Doe'lara.
En başından beri bizler varız. Piramitleri biz inşa ettik. İsanın çarmıha
gerildiğini gördük. Roma imparatorları için kürek çektik. Kolomb için yelken
açtık. Napolyon ile Moskovadan çekildik ve Forge Vadisinde Washington ile
birlikte donduk.
Evet efendim bizler daha tarih akmaya başlamadan önce her türlü saldırıyı
savuşturuyorduk. Özgürlük mücadelemizde çok kere yere serildik, fakat her
seferinde ayağa kalktık, çünkü biz halkız ve güçlüyüz.
Özgür halkın yumuşamaya başladığı artık mücadele edemeyeceğiyle ilgili çok
şeyler söylediler. Sadece martaval okuyorlardı. Özgür halk ister savaşta
isterse kızmabirader oynarken fark etmez. Yeterki birlikte hareket etsin.
Pek çoğunuzun ne dediğini biliyorum; ne yapabilirim ki. Ben küçücük bir
bireyim. Esamem bile okunmaz. Tamamen yanlış düşünüyorsunuz. Küçük bireyler her
zaman hesaba katılır, çünki uzun vadede bir ülkenin karakteri küçük bireylerin
karakterinin toplamıdır. Ama hepimizin orada olması ve atışımızı yapmamız
gerekir. Takım oyunu oynayamazsak maçı kazanamayız. Ve bu noktada iş tüm
John Doe'lara düşüyor. Takım arkadaşlarıyla bir araya gelmek onun elindedir ve
takım arkadaşınız, dostlarım, bitişinizdeki adamdır. Komşunuz çok önemli bir
adamdır. Birbirinize ihtiyacınız vardır. Bu yüzden onu arayın. Hastaysa, doktor
çağırın. Açsa, onu doyurun. İşsiz kaldıysa, ona iş bulun.
Çoğunuz için komşuları birer yabancı; havlayan bir köpeği ve etrafında
yüksek çitleri olan birer yabancı. Sizinle aynı takımda olan birine yabancı
olamazsınız. Bu halde, sizi birbirinizden ayıran çitleri yerle bir ediniz. O
çitleri yerle bir edin ki, pek çok nefret ve önyargıyı da yerle bir etmiş
olursunuz. Tüm çitleri yerle bir edin ki gerçek takım ruhuna
kovuşun.
Pek çoğunuzun kendi kendinize bu adam mucize istiyor, aniden insanların
değişmesini bekliyor dediğinizi biliyorum. Aslında yanılıyorsunuz mucize değil
bu. Mucize değil çünkü bunun senede birkez olduğunu hepimiz biliyoruz. Noel
zamanı.
Noel ruhununda harikulade birşey var. Bakın insanlara neler yapıyor, her
çeşit insana. O halde neden bu ruh, bu aynı sıcak ruh tüm yıl boyunca sürmesin.
Tanrım, eğer bu olsaydı, eğer tüm o John Doe'lar bu ruhu yılın 365 günü
taşısaydı keşke. Öyle bir güce sahip olurduk, iyiliğin öyle bir dip dalgasını
yaratırdık ki, insan yapısı hiçbir güç ona karşı koyamazdı.
Evet, efendim, dostlarim, ancak John Doe'lar komşularını sevmeye
başladığında dünya gariplere kalır. En iyisi hemen başlayın. Karanlık yüzünden
oyun iptal edilene kadar beklemeyin.
Uyan John Doe, dünyanın umudu sensin.''
Not: Konuşmanın çevirisi buradan alınmıştır. Karşınızda Meçhul Adam - Meet John Doe (1941) - Frank Capra, Gary Cooper, Barbara Stanwyck
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder