4 Şubat 2020 Salı

İklim Değişikliği Azaltımını Sınırlayan Psikolojik Engeller (Dragons of Inaction)

Bireyler doğrudan ve dolaylı olarak küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadırlar.Örneğin, bir araştırma ABD'de hanehalkının enerji tüketiminin ulusal karbon salınımın %38’ini oluşturduğunu göstermektedir.2 Bu enerji tüketiminin çoğu ise sadece iki amaç için kullanılır; bireysel araç kullanımı ve evi ısıtmak ve soğutmak için.3 Dolaylı olarak ise örneğin, insanlar hükümetin söylemlerini destekleyerek veya karşı çıkarak belirli politikaların üretilmesine neden olmaktadırlar.4 İklim değişikliğinin alt yapıyı, gıda üretimi, yerleşim alanlarını vs. etkileyeceği uzun zamandan beri söylenilse de enerji tasarrufuna yönelik çeşitli çözüm önerileri dile getirilse de5 ve insanlar yapısal engellerle sınırlandırılmasa da yine de küresel ısınmaya kayıtsız kalmaktadırlar. Doğrudan eylemlerimiz günlük tüketimlerimizi içermektedir.  Robert Gifford bu kayıtsızlığa neden olan psikolojik engelleri 7 kategoride toplam 30 başlıkta toplamış ve bunu Dragons of Inactions olarak adlandırmıştır.6

Bu liste gazetecilerin “Eğer bir çok insan çevreyi destekliyorsa, neden bu kadar az şey yapılıyor?” gibi çeşitli sorularına yanıt verebilmek için ortaya çıkmıştır. Gifford çeşitli araştırmaları ile bu sayıyı 7’den 10’a, en son ise 36’ya çıkarmıştır. Psikolojik bariyerler bu kadar çok olsa da insanlar bu bariyerlere aynı anda maruz kalmamaktadır. Bir kaç ampirik çalışma yürüten Gifford ve d. bu listeyi analitik olarak daha kullanışlı hale getirmek için yeni bir gruplandırma kullanmışlar.7 Dolayısıyla, yeni gruplandırma genel olarak eski kategorizasyondakı psikolojik engelleri içerse de altı başlıkta toplanmıştır. Bu blog yazısında hem eksik göstermemek için hem de daha geniş bağlamda inceleyebilmek için burada her iki listenin özetini de sunacağım. Ancak doğrudan nihai listeyi okumak isteyenler üçüncü fotoğrafın olduğu kısımdan devam edebilirler.

1. Sınırlı Biliş (Limited Cognition) İnsan çok düşünüldüğünün aksine rasyonal bir varlık değildir. Çeşitli psikolojik engeller insan rasyonelitesini sınırlandırmaktadır.

Kadim Beyin (Ancient Brain) İnsan beyni binlerce yıldır çok fazla evrim geçirmemiştir. Mevcut fiziksel gelişimine ulaştığında, atalarımız esas olarak en yakın risklerle, en yakın sömürülebilir kaynaklarla ve bugünleriyle ilgilendiler. Bu ve şimdiki endişeler, genellikle uzak riskleri ve gecikmiş etkileri içeren iklim ve çevre sorunlarını çözmekle bağdaşmaz.

Cehalet (Ignorance) Şimdiye kadar neredeyse hiç kimse çevresel sorunlardan habersiz değildir. Bununla birlikte, birçok birey (1) hangi eylemlerin gerçekleştirileceği, (2) bildikleri eylemlerin nasıl üstlenileceği ve (3) farklı eylemlerin göreceli yararları hakkında bilgi eksikliği nedeniyle paralize olur.

Çevresel Hissizlik (Environmental Numbness)- Her ortam, bireylerin tamamen algılayabileceğinden daha fazla unsur barındırmaktadır; Bu nedenle, insanlar genellikle acil önlem gerektirmeyen fiziksel çevrelerinin çoğundan habersizdirler. İklim değişikliği de böyle bir fenomendir. İnsanlar çevresel sorunların farkında değiller ve doğrudan hissedemedikleri için harekete geçmemektedirler. Diğer tarafdan politikacılar ve medya tarafından iklim değişikliği haberleri sık-sık tekrarlandığında da bu hissizlik oluşmaktadır. İklim değişikliği haber olarak görülmez ve göz ardı edilir ve sonuç olarak temel davranış değişmez.

Belirsizlik (Uncertainity) – Algılanılmış veya gerçek belirsizlik durumu çevreci davranışı sınırlamaktadır.

Yargısal İndirgeme (Judgemental Discounting) Zaman ve coğrafi mesafe insanların algılarını etkilemektedir. Birçok insan iklim değişikliğinden doğan sorunların başka coğrafyalarda gerçekleşdiğini düşünmektedir. Diğer tarafdan yakın zamanda beklenilmeyeceği düşüncesi  de insanları eylem motivasyonunu düşürmektedir.

İyimserlik Önyargısı (Optimisim Bias) – İyimserlik sağlıklı bir davranıştır. Ancak aşırı iyimserlik insanlarda belirli nesnel faktörlerin gözden gelmesine neden olmaktadır.

Algılanan davranışsal kontrol eksikliği. (Lack of perceived behavioral control) İklim değişikliği küresel bir sorundur ve bir çoğu bireysel olarak bir şey yapamayacaklarına inanır. Dolayısıyla bu sorun insanların motivasyonunu düşürmektedir.

Gifford (2011)
2. İdeoloji (Ideology) – Siyasi, dini ve diğer inanç sistemleri çevresel davranış üzerinde etkiye sahiptir. 
Siyasi Dünya Görüşü (Political Worldview) Örneğin , eldeki teknoloji ve sermaye ile mümkün olduğunca daha fazla kaynak sömürüsü inancı üzerine eğilen dizginsiz girişimci kapitalistler mevcut küresel ısınma konusunda eylemsizliğin temel kaynaklarından birisidir.

Sistem Gerekçelendirmesi (System Justification) – Ekonomik bağlamda mevcut statükodan yararlanan insanlar iklim eylem planıyla gelecek olan düzenlemelerin yaşam tarzlarında bir değişiklik yaratacağı korkusu ile muhalefet etmektedirler.

İnsanüstü Güçler.  İnsanlar dini veya Tabiat Ana gibi belirli tanrısal olguların kendilerini terk etmeyeceklerini ve herşeyin tam kontrol altında olduklarına inanırlar.

Teknolojik Kurtuluş (Technosalvation) Teknolojik innovasyonlar yaşam standartlarını arttırmıştır. Ancak insanlar tüm sorunların mühendisler tarafından çözüleceğine inanırlarsa harekete geçmemektedirler.

3. Kıyas (Significant Others) İnsanlar sosyal hayvanlardırlar; kendi durumunu diğerleriyle karşılaştırmak derinden kökleşmiş bir eğilimdir.

Sosyal Normlar (Social Norms) İnsanlar uygun eylemleri yerine getirmek için çevreleri ile kıyas yaparlar. Eş-dost, akraba yapmadıkları zaman bireyler çevre için çaba sarftetmemektedirler.
Sosyal Kıyaslama (Social Comparison) – ‘Eğer başkaları bunu yapıyorsa, belki ben de yapmalıyım’ veya tersine.
Eşitsizlik Algısı (Perceived İnequity) – ‘Ben yapıyorum ancak başkaları yapmıyor.’

4. Batık Maliyet (Sunk Cost)

Finansal Yatırımlar (Financial Investments) – İnsanlar genellikle kayıplardan kaçınırlar ve belirli bir yatırımı çöpe atmak istemezler. Bu yüzden mesela, bir petrol şirketindeki hisselere sahip olmak, çevresel eylemler hakkında bilişsel uyumsuzluk yaratacaktır; iklim değişikliği hakkındaki fikrini değiştirmek, petrol stoklarını elinden çıkarmaktan daha kolay olabilir.

Davranışsal momentum (Behavioral Momentum). Birçok alışkanlık değişime son derece dirençlidir. Örneğin, araba kullanımı ve uçak tercihi.

Çatışan hedefler ve İstekler (Conflicting of goals and aspirations.) Herkesin birden fazla hedefi vardır ve bu hedefler çevresel eylemlerle çatışmaktadır; bir taraftan iklim değişikliği ile mücadele etmek isterken, diğer tarafdan daha büyük bir eve taşınmak veya en son çıkan elektronik aletleri almak isteği.

Yere Bağlılık (Place Attachment) Örneğin, bir yere duygusal olarak bağlı olmak, önerilen yeni rüzgar türbinleri şeklinde (aynı yere bağlılığı daha zayıf olan başka bir sakinden daha fazla) yeşil enerjiye karşı çıkmaya yol açabilir.

Robert Gifford
5. İnanmazlık (Discredence) 

Güvensizlik (Mistrust)
Program Uygunsuzluğu Algısı (Perceived program inadequacy Hükümet iklim değişikliği ile ilgili gönüllülük esasına dayanan ve genellikle zorunlu olmayan çeşitli programlar önermektedir. Bireyler çoğu zaman kendilerine uygun görmedikleri için katılım sağlamamaktadırlar.
Tepkisellik (Reactance) – Bir çok insan siyasetçilerden ve bilim insanlarından gelen bilgilere güvensizlik içindedirler. Bu yüzden yine bir çoğu özgürlüklerini kısıtlayacağını düşündüğü politikalara sert şekilde tepki verirler
İnkar (Denial)

6. Risk Algısı (Percevid Risks)

İşlevsel Riskler – 'İşe yarayacak mı?' Örneğin, bir elektrikli araç satın alınırsa, nispeten yeni bir teknoloji olduğu için pil veya menzil sorunları olabilir.
Fiziksel Riskler – 'Elektrikli araçlar diğerleri gibi kazaya dayanıklı mı?'
Finansal risk. Yeşil çözümler sermaye harcamaları gerektirir. Güneş paneli alımı maliyetlerimi karşılayacak mı?
Sosyal Riskler – 'Vejetaryan olursam arkadaşlarım destekler mi?'
Psikolojik Riskler – Alay konusu olmak.
Temporal Risk -  Yeşil bir eylem planlaması yapmak için harcanan zaman, istenen sonuçları vermeyebilir. Çoğu insan elektrikli bir araç satın almak, vejetaryen olmak ya da işe ya da okula bisiklet sürmeyi planlamak için önemli ölçüde zaman harcar. 'Ya işe yaramazsa?' Zaman boşa harcanır. Zaman değerlidir ve bu yüzden bazıları bu “riski” almayacaktır.

7. Sınırlı Davranış (Limited Behavior) – Daha fazlasını yapabilecekken daha azını nasıl gerekçelendiriyoruz.

Tokenizm (Tokenism) –Bazı çevreci davranışların benimsenmesi diğerlerinden daha kolaydır ancak sera gazı emisyonları üzerinde çok az etkisi vardır veya hiç etkisi yoktur. İnsanlar belirli bir tercihi seçerler. Ve üzerime düşeni yaptım, derler. Ancak düşük maliyet hipotezi olarak tanımlanan bu yaklaşıma göre insanlar maliyet artıkça daha düşük eylemleri tercih etmektedirler.

Geri tepme etkisi (Rebound Effect) -  Hafifletici bir çaba gösterildikten sonra, kazanç bazen sonraki eylemlerle azalır veya silinir. Örneğin, yakıt açısından daha verimli bir araba edindikten sonra daha fazla sürmek isteği ortaya çıkabilir. Böylece genel olarak çevreci eylemin etkisi negatif olur. 


Yukarıda söylediğim gibi bu yedi kategorideki otuz faktör analitik ve ampirik olarak kullanışlı olmadığı için altı başlık olarak yeniden gruplandırılmıştır. Kısaca The Dragons of Inaction Psychological Barriers (DIPB) aşağıdaki gibidir.

Gifford et all. (2018)
Değişime Gerek Yok  (No need to change). Bu bariyer, çevresel davranışların gerekli olmadığı inancını temsil eder, çünkü bir kişi ya çevresel bir sorun olmadığına ya da sorunun kendi kendine hall olacağına inanır. İklim değişikliği durumunda, bu engele duyarlı olanlar, bunun meydana geldiğini ya da insan kaynaklı olduğunu inkâr etme eğilimindeler. İklim değiştikliğini kabul etdiklerinde ise sorunun teknolojik ilerleme, süper-insan güçleri (örneğin, dini bir tanrı) veya  doğanın esnekliği (Tabiat Ana) yoluyla çözüleceğine inanıyorlar. Genellikle, bu bireyler iklim bilimcilerine ve otoriteye karşı genel bir güvensizliğe sahiptir veya çevresel risklerin coğrafi veya geçici olarak uzak olması nedeniyle harekete geçmeye gerek olmadığına inanmaktadırlar.

Çatışan Hedefler ve İstekler (Conflicting Goals and Aspirations). Herkesin birden fazla hedefi vardır ve bu hedefler çevresel eylemlerle çatışmaktadır; bir taraftan iklim değişikliği ile mücadele etmek isterken, diğer tarafdan daha büyük bir eve taşınmak veya en son çıkan elektronik aletleri almak. Davranışlarını değiştirmenin yaşam tarzlarını veya refahlarını olumsuz etkilediğine ve bu nedenle de değişmek istemediklerine inanabilirler. Gifford tarafından ortaya konulan psikolojik engellerden finansal yatırım, davranışsal momentum, zamansal ve finansal algılanan riskler ve çatışan hedef engelleri tipik olarak bu kategoriye girmektedir. Prototip bir madde: “Bu değişikliği yapmak hayattaki diğer hedeflerime çok fazla müdahale etmek demektir.”

Kişilerarası ilişkiler (Interpersonal Relations). Bazı insanlar değişmek ister ancak önce başkalarının değişmesini beklerler ya da ailelerinin veya arkadaşlarının çevreci davranışları onaylamamalarından korkarlar. Gifford (2011) taksonomisi içinde sosyal kıyaslama, sosyal normlar ve algılanan sosyal risk genellikle bu kategoriye girer. Prototip bir madde: “Bu değişikliği yaparsam çevremdekiler tarafından eleştirileceğim”.

Devlet ve Endüstri (Government and Industry). Bazı bireyler değişmek ister ancak harekete geçmenin kendi sorumlulukları olmadığına inanırlar. Endüstri çevresel sorunların çoğuna neden olduğu için fedakârlık yapmanın adil olmadığına inanmaktadırlar. Bu bireyler genellikle devletin teşvikler ve programlar uygulayarak değişimlerini kolaylaştırmaları gerektiğine inanırlar. Algılanan program yetersizliği engeli bu kategori için geçerlidir. Prototip bir madde, “Bu değişikliği düzenlemek devletin sorumluluğundadır.”

Tokenizm (Tokenism). Genel olarak bu engeller çevresel sorunları ele almak için değişikliklerin gerekli olduğunu bilen bireyler için geçerlidir. Aslında, birçoğu zaten kendi yaşamlarında değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerin nesnel olumlu etkisi önemsiz olsa da bir veya iki çevresel eylemi uyguladıkları için yeterli katkı yaptıklarına inanırlar. Tokenizm ve geri tepme etkisi engelleri tipik olarak bu kategoriye girer. Prototip bir madde: “Çevre sorunlarını çözmek için şimdiden fedakarlıklar yaptım, bu yüzden daha fazlasını yapmama gerek yok.”

Bilgi Eksikliği (Lacking Knowledge). Son olarak, bazı bireyler değişmek isterler ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmediklerini söylerler. Bu bariyer muhtemelen değiştirilmesi daha kolay davranışlar için geçerlidir ancak bu hipotezin test edilmesi gerekecektir.  Algılanan fonksiyonel riskler, cehalet ve çevresel hissizlik bu kategoriye uymaktadır.

İlgili makaleler için bkz.

1. Robert Gifford, (2011), ‘Dragons of Inactions: Pyschological Barriers that Limits Climate Change Mitigation’American Pyschologist, Vol. 66, No 4, 290-302.

2. Robert Gifford, Karine Lacriox ve Angel Chen, (2018), ‘Understanding Responses to Climate Change Psychological Barriers to Mitigation and A New Theory of Behavioral Choice’(der.) Susan Clayton and Christie Mannin,  Psychology and Climate Change: Human Perceptions, Impacts, and Responses, Academic Press, s.161-83.


SONNOTLAR

1. Kimberly S. Wolske ve Paul Stern, (2018), ‘Contribution of Psychology to Climate Change: Opportunities Through Consumer Behavior’, (der.) Susan Clayton and Christie Mannin, Psychology and Climate Change: Human Perceptions, Impacts, and Responses, Academic Press, s. 128-9.

2.  Gerard T. Gardner ve Paul Stern, (2008), ‘The Short List: The Most Effective Actions US Households Can Take to Curb Climate Change’Environment: Science and Policy for Sustainable Development, Vol. 50, No. 5, s. 12-25.

3. İbid. s.17.   2005 yılında ABD’de bireysel araç ve ısıtma-soğutma sistemleri hanehalkı enerji tüketiminin %63,8’ünü oluşturmaktadır. Ve bu oran önceki yıllardan daha fazladır.

4. Çocuk sahibi olmak, yeni satın alınan evin iş yerine mesafesi ves. diğer dolaylı negatif katkılardan birisidir. Wolske ve Stern, a.g.m., s. 129.

5. Bir çalışma ‘kolayca elde edilebilen teknolojiyi kullanarak, düşük veya sıfır maliyetle veya cazip yatırım getirileriyle ve yaşam tarzında kayda değer değişiklikler olmadan enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilecek 17 tür ev eylemini analiz etmiştir.’ Çalışmaya göre, ortlama on yılda hanehalkının % 20 kadar enerji tasarruf edilebilir. Thomas Diez et all. (2009), ‘Household action can provide a behavioral edge to rapidly reduce US carbon emisson’, PNAS, Vol 106, No: 44, 18452-6.

6. Bu sayı daha sonra 36’ya çıkmıştır. Robert Gifford, (2011), ‘Dragons of Inactions: Pyschological Barriers that Limits Climate Change Mitigation’American Pyschologist, Vol. 66, No 4, 290-302.

7. Robert Gifford, Karine Lacriox ve Angel Chen, (2018), ‘Understanding Responses to Climate Change Psychological Barriers to Mitigation and A New Theory of Behavioral Choice’, (der.) Susan Clayton and Christie Mannin,  Psychology and Climate Change: Human Perceptions, Impacts, and Responses, Academic Press, s.161-83