Bireyler doğrudan ve dolaylı olarak küresel ısınmaya katkıda
bulunmaktadırlar.1 Örneğin, bir araştırma ABD'de hanehalkının enerji
tüketiminin ulusal karbon salınımın %38’ini oluşturduğunu göstermektedir.2
Bu enerji tüketiminin çoğu ise sadece iki amaç için kullanılır; bireysel araç
kullanımı ve evi ısıtmak ve soğutmak için.3 Dolaylı olarak ise
örneğin, insanlar hükümetin söylemlerini destekleyerek veya karşı çıkarak
belirli politikaların üretilmesine neden olmaktadırlar.4 İklim değişikliğinin
alt yapıyı, gıda üretimi, yerleşim alanlarını vs. etkileyeceği uzun zamandan
beri söylenilse de enerji tasarrufuna yönelik çeşitli çözüm önerileri dile
getirilse de5 ve insanlar yapısal engellerle sınırlandırılmasa da
yine de küresel ısınmaya kayıtsız kalmaktadırlar. Doğrudan eylemlerimiz günlük tüketimlerimizi
içermektedir. Robert
Gifford bu kayıtsızlığa neden olan psikolojik engelleri 7 kategoride toplam 30
başlıkta toplamış ve bunu Dragons of Inactions olarak
adlandırmıştır.6
Bu liste gazetecilerin “Eğer bir çok insan
çevreyi destekliyorsa, neden bu kadar az şey yapılıyor?” gibi çeşitli
sorularına yanıt verebilmek için ortaya çıkmıştır. Gifford çeşitli
araştırmaları ile bu sayıyı 7’den 10’a, en son ise 36’ya çıkarmıştır. Psikolojik bariyerler bu kadar çok olsa da insanlar bu bariyerlere aynı anda maruz kalmamaktadır.
Bir kaç ampirik çalışma yürüten Gifford ve d. bu listeyi analitik olarak daha
kullanışlı hale getirmek için yeni bir gruplandırma kullanmışlar.7
Dolayısıyla, yeni gruplandırma genel olarak eski kategorizasyondakı psikolojik engelleri içerse de altı başlıkta toplanmıştır.
Bu blog yazısında hem eksik göstermemek için hem de daha geniş bağlamda inceleyebilmek
için burada her iki listenin özetini de sunacağım. Ancak doğrudan nihai listeyi okumak isteyenler üçüncü fotoğrafın olduğu kısımdan devam edebilirler.
1. Sınırlı Biliş (Limited Cognition) İnsan çok düşünüldüğünün aksine rasyonal bir
varlık değildir. Çeşitli psikolojik engeller insan rasyonelitesini
sınırlandırmaktadır.
Kadim Beyin (Ancient Brain) İnsan beyni binlerce yıldır çok
fazla evrim geçirmemiştir. Mevcut fiziksel gelişimine ulaştığında, atalarımız
esas olarak en yakın risklerle, en yakın sömürülebilir kaynaklarla ve bugünleriyle ilgilendiler. Bu ve şimdiki endişeler, genellikle uzak riskleri ve gecikmiş
etkileri içeren iklim ve çevre sorunlarını çözmekle bağdaşmaz.
Cehalet (Ignorance)
Şimdiye kadar neredeyse hiç kimse çevresel sorunlardan habersiz değildir. Bununla birlikte, birçok birey (1) hangi eylemlerin
gerçekleştirileceği, (2) bildikleri eylemlerin nasıl üstlenileceği ve (3)
farklı eylemlerin göreceli yararları hakkında bilgi eksikliği nedeniyle paralize
olur.
Çevresel Hissizlik (Environmental Numbness)- Her ortam, bireylerin tamamen algılayabileceğinden daha fazla unsur barındırmaktadır; Bu nedenle, insanlar genellikle acil önlem gerektirmeyen fiziksel çevrelerinin çoğundan habersizdirler. İklim değişikliği de böyle bir fenomendir. İnsanlar çevresel sorunların farkında değiller ve doğrudan hissedemedikleri için harekete geçmemektedirler. Diğer tarafdan politikacılar ve medya tarafından iklim değişikliği haberleri sık-sık tekrarlandığında da bu hissizlik oluşmaktadır. İklim değişikliği haber olarak görülmez ve göz ardı edilir ve sonuç olarak temel davranış değişmez.
Çevresel Hissizlik (Environmental Numbness)- Her ortam, bireylerin tamamen algılayabileceğinden daha fazla unsur barındırmaktadır; Bu nedenle, insanlar genellikle acil önlem gerektirmeyen fiziksel çevrelerinin çoğundan habersizdirler. İklim değişikliği de böyle bir fenomendir. İnsanlar çevresel sorunların farkında değiller ve doğrudan hissedemedikleri için harekete geçmemektedirler. Diğer tarafdan politikacılar ve medya tarafından iklim değişikliği haberleri sık-sık tekrarlandığında da bu hissizlik oluşmaktadır. İklim değişikliği haber olarak görülmez ve göz ardı edilir ve sonuç olarak temel davranış değişmez.
Belirsizlik
(Uncertainity)
– Algılanılmış veya gerçek belirsizlik durumu çevreci davranışı sınırlamaktadır.
Yargısal
İndirgeme (Judgemental Discounting) Zaman ve coğrafi mesafe insanların algılarını
etkilemektedir. Birçok insan iklim değişikliğinden doğan sorunların başka coğrafyalarda
gerçekleşdiğini düşünmektedir. Diğer tarafdan yakın zamanda beklenilmeyeceği düşüncesi de insanları eylem motivasyonunu düşürmektedir.
İyimserlik
Önyargısı (Optimisim Bias) –
İyimserlik sağlıklı bir davranıştır. Ancak aşırı iyimserlik insanlarda belirli
nesnel faktörlerin gözden gelmesine neden olmaktadır.
Algılanan
davranışsal kontrol eksikliği. (Lack of perceived behavioral control) İklim değişikliği küresel bir
sorundur ve bir çoğu bireysel olarak bir şey yapamayacaklarına inanır. Dolayısıyla bu sorun insanların motivasyonunu düşürmektedir.
Gifford (2011) |
Siyasi Dünya Görüşü (Political Worldview) –
Örneğin , eldeki teknoloji ve sermaye ile mümkün
olduğunca daha fazla kaynak sömürüsü inancı üzerine eğilen dizginsiz girişimci kapitalistler
mevcut küresel ısınma konusunda eylemsizliğin temel kaynaklarından birisidir.
Sistem Gerekçelendirmesi (System Justification) – Ekonomik bağlamda mevcut statükodan yararlanan insanlar iklim
eylem planıyla gelecek olan düzenlemelerin yaşam tarzlarında bir değişiklik
yaratacağı korkusu ile muhalefet etmektedirler.
İnsanüstü Güçler. İnsanlar dini veya Tabiat Ana gibi belirli tanrısal
olguların kendilerini terk etmeyeceklerini ve herşeyin tam kontrol altında
olduklarına inanırlar.
Teknolojik Kurtuluş (Technosalvation) Teknolojik innovasyonlar yaşam standartlarını arttırmıştır. Ancak insanlar tüm sorunların mühendisler tarafından çözüleceğine inanırlarsa harekete geçmemektedirler.
Teknolojik Kurtuluş (Technosalvation) Teknolojik innovasyonlar yaşam standartlarını arttırmıştır. Ancak insanlar tüm sorunların mühendisler tarafından çözüleceğine inanırlarsa harekete geçmemektedirler.
3. Kıyas (Significant Others) İnsanlar
sosyal hayvanlardırlar; kendi durumunu diğerleriyle karşılaştırmak derinden
kökleşmiş bir eğilimdir.
Sosyal
Normlar (Social Norms) İnsanlar
uygun eylemleri yerine getirmek için çevreleri ile kıyas yaparlar. Eş-dost, akraba yapmadıkları zaman bireyler çevre için çaba sarftetmemektedirler.
Sosyal
Kıyaslama (Social Comparison) – ‘Eğer başkaları bunu
yapıyorsa, belki ben de yapmalıyım’ veya tersine.
Eşitsizlik
Algısı (Perceived İnequity) – ‘Ben yapıyorum
ancak başkaları yapmıyor.’
4. Batık Maliyet (Sunk Cost)
Finansal
Yatırımlar (Financial Investments) – İnsanlar
genellikle kayıplardan kaçınırlar ve belirli bir yatırımı çöpe atmak
istemezler. Bu yüzden mesela, bir petrol şirketindeki hisselere sahip olmak,
çevresel eylemler hakkında bilişsel uyumsuzluk yaratacaktır; iklim değişikliği
hakkındaki fikrini değiştirmek, petrol stoklarını elinden çıkarmaktan daha
kolay olabilir.
Davranışsal momentum (Behavioral Momentum). Birçok alışkanlık değişime son derece dirençlidir. Örneğin, araba kullanımı
ve uçak tercihi.
Çatışan hedefler ve İstekler (Conflicting of goals and
aspirations.) Herkesin birden fazla hedefi vardır ve bu
hedefler çevresel eylemlerle çatışmaktadır; bir taraftan iklim değişikliği ile
mücadele etmek isterken, diğer tarafdan daha büyük bir eve taşınmak veya en son
çıkan elektronik aletleri almak isteği.
Yere Bağlılık (Place Attachment) Örneğin, bir yere duygusal olarak bağlı olmak, önerilen yeni rüzgar türbinleri şeklinde (aynı yere bağlılığı daha zayıf olan
başka bir sakinden daha fazla) yeşil enerjiye karşı çıkmaya yol açabilir.
Güvensizlik (Mistrust)
Program Uygunsuzluğu Algısı (Perceived program inadequacy) – Hükümet iklim değişikliği
ile ilgili gönüllülük esasına dayanan ve genellikle zorunlu olmayan çeşitli programlar
önermektedir. Bireyler çoğu zaman kendilerine uygun görmedikleri için katılım
sağlamamaktadırlar.
Tepkisellik (Reactance) – Bir çok insan siyasetçilerden ve bilim insanlarından gelen bilgilere güvensizlik içindedirler. Bu yüzden yine bir çoğu özgürlüklerini kısıtlayacağını düşündüğü politikalara sert şekilde tepki verirler
Tepkisellik (Reactance) – Bir çok insan siyasetçilerden ve bilim insanlarından gelen bilgilere güvensizlik içindedirler. Bu yüzden yine bir çoğu özgürlüklerini kısıtlayacağını düşündüğü politikalara sert şekilde tepki verirler
İnkar (Denial)
6. Risk Algısı (Percevid
Risks)
İşlevsel Riskler – 'İşe yarayacak mı?' Örneğin, bir elektrikli araç satın alınırsa, nispeten yeni bir teknoloji olduğu için pil veya menzil sorunları olabilir.
Fiziksel Riskler – 'Elektrikli araçlar
diğerleri gibi kazaya dayanıklı mı?'
Finansal risk. Yeşil çözümler sermaye harcamaları gerektirir. Güneş paneli
alımı maliyetlerimi karşılayacak mı?
Sosyal Riskler – 'Vejetaryan olursam arkadaşlarım destekler mi?'
Psikolojik Riskler – Alay konusu olmak.
Temporal Risk - Yeşil bir
eylem planlaması yapmak için harcanan zaman, istenen sonuçları vermeyebilir.
Çoğu insan elektrikli bir araç satın almak, vejetaryen olmak ya da işe ya da
okula bisiklet sürmeyi planlamak için önemli ölçüde zaman harcar. 'Ya işe
yaramazsa?' Zaman boşa harcanır. Zaman değerlidir ve bu yüzden bazıları bu
“riski” almayacaktır.
7. Sınırlı
Davranış (Limited Behavior) – Daha fazlasını yapabilecekken daha azını nasıl gerekçelendiriyoruz.
Tokenizm (Tokenism) –Bazı çevreci
davranışların benimsenmesi diğerlerinden daha kolaydır ancak sera gazı
emisyonları üzerinde çok az etkisi vardır veya hiç etkisi yoktur. İnsanlar
belirli bir tercihi seçerler. Ve üzerime düşeni yaptım, derler. Ancak düşük
maliyet hipotezi olarak tanımlanan bu yaklaşıma göre insanlar maliyet artıkça
daha düşük eylemleri tercih etmektedirler.
Geri tepme etkisi (Rebound Effect) - Hafifletici bir çaba
gösterildikten sonra, kazanç bazen sonraki eylemlerle azalır veya silinir. Örneğin, yakıt açısından daha verimli bir araba edindikten sonra daha fazla sürmek isteği ortaya çıkabilir. Böylece genel olarak çevreci eylemin etkisi negatif olur.
Gifford et all. (2018) |
Değişime
Gerek Yok (No need to change). Bu bariyer,
çevresel davranışların gerekli olmadığı inancını temsil eder, çünkü bir kişi ya
çevresel bir sorun olmadığına ya da sorunun kendi kendine hall olacağına inanır.
İklim değişikliği durumunda, bu engele duyarlı olanlar, bunun meydana
geldiğini ya da insan kaynaklı olduğunu inkâr etme eğilimindeler. İklim değiştikliğini kabul etdiklerinde ise sorunun teknolojik ilerleme, süper-insan
güçleri (örneğin, dini bir tanrı) veya doğanın esnekliği (Tabiat Ana) yoluyla çözüleceğine
inanıyorlar. Genellikle, bu bireyler iklim bilimcilerine ve otoriteye karşı
genel bir güvensizliğe sahiptir veya çevresel risklerin coğrafi veya geçici
olarak uzak olması nedeniyle harekete geçmeye gerek olmadığına inanmaktadırlar.
Çatışan
Hedefler ve İstekler
(Conflicting Goals and Aspirations). Herkesin
birden fazla hedefi vardır ve bu hedefler çevresel eylemlerle çatışmaktadır; bir taraftan iklim değişikliği ile mücadele etmek isterken, diğer tarafdan daha
büyük bir eve taşınmak veya en son çıkan elektronik aletleri almak. Davranışlarını değiştirmenin yaşam tarzlarını veya
refahlarını olumsuz etkilediğine ve bu nedenle de değişmek istemediklerine inanabilirler. Gifford tarafından ortaya konulan psikolojik engellerden finansal yatırım, davranışsal momentum, zamansal
ve finansal algılanan riskler ve çatışan hedef engelleri tipik
olarak bu kategoriye girmektedir. Prototip bir madde: “Bu değişikliği yapmak
hayattaki diğer hedeflerime çok fazla müdahale etmek demektir.”
Kişilerarası
ilişkiler (Interpersonal Relations). Bazı insanlar değişmek
ister ancak önce başkalarının değişmesini beklerler ya da ailelerinin veya
arkadaşlarının çevreci davranışları onaylamamalarından korkarlar. Gifford
(2011) taksonomisi içinde sosyal kıyaslama, sosyal normlar ve algılanan
sosyal risk genellikle bu kategoriye girer. Prototip bir madde: “Bu
değişikliği yaparsam çevremdekiler tarafından eleştirileceğim”.
Devlet ve Endüstri (Government and Industry). Bazı
bireyler değişmek ister ancak harekete geçmenin kendi sorumlulukları olmadığına
inanırlar. Endüstri çevresel sorunların çoğuna neden olduğu için fedakârlık
yapmanın adil olmadığına inanmaktadırlar. Bu bireyler genellikle devletin teşvikler
ve programlar uygulayarak değişimlerini kolaylaştırmaları gerektiğine inanırlar.
Algılanan program yetersizliği engeli bu kategori
için geçerlidir. Prototip bir madde, “Bu değişikliği düzenlemek devletin sorumluluğundadır.”
Tokenizm
(Tokenism). Genel olarak bu engeller çevresel sorunları ele almak için
değişikliklerin gerekli olduğunu bilen bireyler için geçerlidir. Aslında,
birçoğu zaten kendi yaşamlarında değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerin
nesnel olumlu etkisi önemsiz olsa da bir veya iki çevresel eylemi uyguladıkları
için yeterli katkı yaptıklarına inanırlar. Tokenizm ve geri tepme etkisi
engelleri tipik olarak bu kategoriye girer. Prototip bir madde: “Çevre
sorunlarını çözmek için şimdiden fedakarlıklar yaptım, bu yüzden daha fazlasını
yapmama gerek yok.”
Bilgi
Eksikliği (Lacking Knowledge). Son olarak, bazı
bireyler değişmek isterler ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmediklerini
söylerler. Bu bariyer muhtemelen değiştirilmesi daha kolay davranışlar için
geçerlidir ancak bu hipotezin test edilmesi gerekecektir. Algılanan fonksiyonel riskler,
cehalet ve çevresel hissizlik bu kategoriye uymaktadır.
İlgili makaleler için bkz.
1. Robert Gifford, (2011), ‘Dragons of Inactions: Pyschological
Barriers that Limits Climate Change Mitigation’, American Pyschologist, Vol. 66, No 4, 290-302.
2. Robert Gifford, Karine Lacriox ve Angel Chen, (2018), ‘Understanding Responses to
Climate Change Psychological Barriers to Mitigation and A New Theory of Behavioral Choice’, (der.)
Susan Clayton and Christie Mannin, Psychology and Climate Change:
Human Perceptions, Impacts, and Responses, Academic Press, s.161-83.
SONNOTLAR
1. Kimberly S. Wolske ve
Paul Stern, (2018), ‘Contribution of Psychology to Climate Change: Opportunities
Through Consumer Behavior’, (der.)
Susan Clayton and Christie Mannin, Psychology and Climate Change: Human Perceptions,
Impacts, and Responses, Academic
Press, s. 128-9.
2. Gerard
T. Gardner ve Paul Stern, (2008), ‘The Short List: The Most Effective Actions
US Households Can Take to Curb Climate Change’, Environment:
Science and Policy for Sustainable Development, Vol. 50, No. 5, s. 12-25.
3. İbid.
s.17. 2005 yılında ABD’de bireysel
araç ve ısıtma-soğutma sistemleri hanehalkı enerji tüketiminin %63,8’ünü
oluşturmaktadır. Ve bu oran önceki yıllardan
daha fazladır.
4. Çocuk sahibi olmak, yeni satın alınan evin iş yerine mesafesi ves. diğer dolaylı negatif katkılardan birisidir. Wolske ve Stern, a.g.m., s. 129.
5. Bir
çalışma ‘kolayca elde edilebilen teknolojiyi kullanarak, düşük veya sıfır
maliyetle veya cazip yatırım getirileriyle ve yaşam tarzında kayda değer
değişiklikler olmadan enerji tüketimini önemli ölçüde azaltabilecek 17 tür ev
eylemini analiz etmiştir.’ Çalışmaya göre, ortlama on yılda hanehalkının % 20 kadar
enerji tasarruf edilebilir. Thomas Diez et all. (2009), ‘Household action can
provide a behavioral edge to rapidly reduce US carbon emisson’, PNAS, Vol
106, No: 44, 18452-6.
6. Bu sayı daha sonra 36’ya
çıkmıştır. Robert Gifford, (2011), ‘Dragons of Inactions: Pyschological
Barriers that Limits Climate Change Mitigation’, American
Pyschologist, Vol. 66, No 4, 290-302.
7. Robert Gifford, Karine Lacriox ve Angel Chen, (2018), ‘Understanding Responses to Climate Change
Psychological Barriers to Mitigation and A New Theory of Behavioral Choice’, (der.)
Susan Clayton and Christie Mannin, Psychology and Climate Change:
Human Perceptions, Impacts, and Responses, Academic Press, s.161-83